Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in, “öğretmen olamayanlar merdiven altı kurs açıyor” sözleri sosyal medyada yankı uyandırdı. Açıklama, atanamayan öğretmenlerden velilere kadar geniş bir kesimde tepkilere neden oldu. Sosyal medyada yüzlerce yorum yapılırken, ortak görüş bu sözlerin “kırıcı, haksız ve talihsiz” olduğu yönünde.
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, geçtiğimiz gün şu açıklamaları yapmıştı: “Size birileri diyor ki ‘çok güzel bir kitap.’ Bunu diyen kim? Kitabı yazan kim? Kitabı yazan bu konuları biliyor mu, kaç yıl öğretmenlik yapmış? Akademisyen mi? Bilmiyorsunuz. O kitaplara güvenmeyin. Ders kitabından başka bir şeye ihtiyacınız yok. Merdiven altında kurslar yapıyorlar. O kursları açanların büyük çoğunluğu, öğretmenleriniz gibi öğretmen olmak üzere buralara başvuruyorlar. Sınavı kazanamadıkları için öğretmen olamıyorlar. Gidiyor; merdiven altında kurs açıyorlar”
Yorumlardan Öne Çıkan Tepkiler
Öğretmenler, açıklamanın atanamayan yüz binlerce eğitim fakültesi mezununu hedef aldığını, oysa asıl sorunun atama yetersizliği ve sistemsel eksiklikler olduğunu dile getirdi:
- “Mülakata da sınava da alan girmek zorunda olan biziz, sonra da bizi suçluyorsunuz. Eğitim fakültelerini kapatın, yıllarca mezun verilmesin, sorun kendiliğinden çözülür.”
- “Sınavı kazanamayanları ücretli öğretmen olarak çalıştırıyorsunuz ama sonra suçluyorsunuz. Bu ne kadar adil?”
- “KPSS’de kontenjan düşük olduğu için atanamayanlar başarısız mı oluyor? Bu sözler incitici.”
Veliler ise açıklamayı “özel sektör öğretmenlerini hedef alan” ve “kamuya karşı güvensizlik yaratan” bir söylem olarak niteledi:
- “Özel sektörde çok iyi hocalar var, emeklerine saygısızlık yapmayın.”
- “Atamadığınız öğretmenlerin ekmeğiyle oynamayın, asıl işiniz okulların eksiklerini gidermek olmalı.”
Uzmanlardan Eleştiri: Genel Suçlama Çözüm Getirmez
Eğitim uzmanları, “merdiven altı kurs” kavramının muğlak olduğuna dikkat çekiyor. İzinli veya denetimli özel kursların bu tanımın dışında tutulması gerektiğini belirten uzmanlar, Bakan’ın sözlerinin tüm özel kurs sahiplerini ve öğretmenleri töhmet altında bıraktığını vurguluyor.
Uzmanlara göre, yapılması gereken şey korku ve suçlayıcı dil yerine şeffaf denetim ve düzenlemeler getirmek. Bu sayede veliler güvenle kurs seçebilir, öğretmen emeği de itibarsızlaştırılmamış olur.
Özetle;
Bakan Tekin’in açıklaması, eğitimdeki atama sorunu, ücretli öğretmenlik sistemi ve denetimsizlik gibi kronik problemleri bir kez daha gündeme taşıdı. Ancak öğretmenler, bu söylemin çözüm üretmekten çok yaralayıcı olduğunu düşünüyor. Eğitimciler, “Öğretmeni suçlamak yerine, sistemin eksiklerini giderin” çağrısında bulunuyor.