Menu

 

Rotasyon Gerekli mi?

KURDA MERHAMET KUZUYA ZULÜMDÜR.

Birkaç ata sözü ile başlamak istiyorum bu rotasyon meselesine. Duran su kokar, kurda merhamet kuzuya zulümdür, işleyen demir ışıldar… bunları artırmak mümkündür.

Öğretmenleri yakından ilgilendiren hatta öğretmenlerden çok belki de öğretmenin ailesini ve sosyal hayatını ilgilendiren bu rotasyon meselesi bir türlü bir yere oturamadı. Akla gelen bir söz vardır, “Bana yapıldığı sürece bütün işkencelere karşıyım.” İnsanlar genelde şairin dediği gibi “İnsan hangi dünyaya kulak kesilmişse ötekine sağır.”dır. Herkes olaya genel anlamda değil de özel anlamda yaklaşmayı daha doğru buluyor. Aslında bu noktada irdelenmesi gereken konulardan biri de “Doğru” kavramıdır ama şu anda konumuz özelde bu değil.

Öğretmenler bulundukları çevreye uyum sağlayıp orada bir sosyal hayat kuruyorlar, çocuklarının okulları, sosyal ve kültürel çevreleri belki komşuluklar ve katıldığı etkinlikler… ama bir zaman geliyor ki bu öğretmene “Haydi senin yerini değiştireceğiz, kendine bir başka yer beğen.” denilecek. Peki bu olmalı mı?

Aslında bu durumdan mağdur olduğunu söyleyen öğretmen açısından bakarsak hayli haksız bir durum bu, ama ya belli okullara ve belli il ve ilçelere çakılı kalarak oradan emekli olmadan ayrılmayan öğretmenleri düşündüğümüzde gerçekten de bu haksızlık mıdır?

Yani birçok öğretmen zorunlu olarak zor şartlar altında doğuda ve Anadolu’nun ücra köşelerinde öğretmenlik yaparken merkez ilçelere veya şehirlere gitmeyi beklerken açılmayan kadrolar ve yer değiştirmeyen öğretmenler tarafından dolu tutulan kadrolarla bulundukları yerde mesleğe devam ederek bir şekilde cezalandırılmış olmuyor mu o zaman?

Birileri artık alışılmış bir düzen halinde öğretmenliği devam ettirirken artık verecek yeni şeyleri bile yokken olayı bir bakıma mutada bağlamış alışkanlığa dönüşen meslek öğrencilere bir şey veremez hale gelmiştir. Yani bir bakıma duran su batak misali kokmaya başlamıştır. İşte bu noktada futbol takımlarında olduğu gibi değişiklikler gerekli değil mi?

Her öğretmen yer değiştirdiğinde gittiği yeni yerde yeni bir ses yeni bir soluk olacaktır, bulunulan yerin sosyal ve kültürel hayatında değişiklik yapacaktır, yapmalıdır da. Madem ki bizler okumuş ve insanları okumaya yönlendiren insanlarız o zaman çevremizde bir etki alanı oluşturmayı başarmalıyız. Yok eğer bunu yapamıyorsak o zaman yaptığımız mesleğin zaten gözümüzde bir değeri yoktur, o mesleğe yeteri kadar önem vermiyoruzdur.

Anadolu’nun ücra noktalarındaki öğretmenler ısrarla daha merkezi yerlere gitmeyi bekliyorlar, yıllarca sosyal çevreden uzak, tabiatın zor şartlarına dayanarak bir gün talihin kendine de güleceği günü bekleyen bu öğretmenlere yazık değil mi?

Onlar illa o dağ başlarında öğretmenlik yapmak için mi atıldı bu mesleğe?

Naci ÖZDEMİR

Yorum eklemek için giriş yapın
yukarı çık

Benzer Yazılar